29 Haziran 2011 Çarşamba
27 Haziran 2011 Pazartesi
haftanın şiiri
Akıl Ötesi
Bazen acı acı güldürür beni
Çeyrek aklın, tüm akılı bölmesi.
Ur olur içimde öldürür beni
Namussuzun, namusluya gülmesi.
Ahmet Süreyya Durna
26 Haziran 2011 Pazar
bitsede gitsek
bugün geçmiyor ya
bir bitemedi ...
ben çok bunaldım bugün...
hem kafam bir dünya... ne düşünsem ne yapsam bilemedim.... karman şorman ...neye elimi atsam elimde patlıyor...yakında kafamda patlayacak ama ne zaman onu bilmiyorum...
hem de hava bir acayip...
bir sağanak patlayacak sanki ama patlayamıyor bir türlü...
balkonda duramıyorsun..
içeride patlayacak gibi oluyorum..
bir sıkıntı bir bunaltı ...
şu gün bitse de bir rahatlasak....
.
bir bitemedi ...
ben çok bunaldım bugün...
hem kafam bir dünya... ne düşünsem ne yapsam bilemedim.... karman şorman ...neye elimi atsam elimde patlıyor...yakında kafamda patlayacak ama ne zaman onu bilmiyorum...
hem de hava bir acayip...
bir sağanak patlayacak sanki ama patlayamıyor bir türlü...
balkonda duramıyorsun..
içeride patlayacak gibi oluyorum..
bir sıkıntı bir bunaltı ...
şu gün bitse de bir rahatlasak....
.
25 Haziran 2011 Cumartesi
araf
Araf' ta hacıyatmaz gibiyim...
Araf' in ortasında hacı yatmaz gibi salınıyorum
ne tarafa gideceğime , neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar veremiyorum...
tam karar veriyorum tamam diyorum bırakıyorum kendimi son anda bir şey oluyor tekrar dikiliyorum.
Araf in ortasında sallanmaya devam ediyorum....
kazım koyuncu
24 Haziran 2011 Cuma
23 Haziran 2011 Perşembe
gündem
seçimler yapıldı.
yaz geldi...
bitmeyen yağmurlar kesildi...
herkes rahat bir nefes aldı...
gerçi mecliste gene bir şeyler oluyor galiba ama..
BDP liler kızgın galiba...
sonra tutuklu milletvekillerini YSK serbest bırakmamış
bide o var..
benim ne olanlarla ilgilenecek halim var ne de sabrım..
o yüzden
o yüzden
ben bir süre gündemle ilgilenmesem kimse bir şey kaybetmez galiba...
ama ben rahat bir nefes alırım
böylesi herkes için iyi olur gibi geliyor..
oyüzden ben müddet gazete okumuyorum...
haberleri seyretmiyorum artık..
herkese duyrulur....
oyüzden ben müddet gazete okumuyorum...
haberleri seyretmiyorum artık..
herkese duyrulur....
22 Haziran 2011 Çarşamba
21 Haziran 2011 Salı
murathan mungan /alacanım
Alacanım
Ah, nerede benim altindan avaze sesim!
Yankisi bir duvara gömülmüş testide kaldi
Avaze sesim!
Şimdi başkalarinin kalplerinde yankilanan
Bir zamanlar içinden geçtigim aşklardi
Feryattan kimseler ölmez, denirken
Duvarlardan geçtim
Artik kimseyi sevemez aşktan ölmüş yürek, derlerdi
Şimdi kulagini dayadigin duvarda inleyen testi
Bir zamanlar feryatlarda unuttugum avaze sesim!
Alacanim
Mil yeşili gözlerin
Dindirdi gözlerimi
Kaç körü birden öldürdün bende
Mahsur kaldim, eksik oldum, kapina düştüm
Ben yandikça
Ezber ettin ayazin demirini
Alacanim,
Indi mi gögsüne heves?
Hangi duvarin halisinda
Gördün, bildin, vurdun beni
Kaç ormandan geçti
Içinde kayboldugumuz o büyük takip
Içimizde bunca gurbet dururken
Yol ettik uzaktaki silayi
Şimdi buradayiz
Kanlar içinde
Alacanim
Indi mi gögsüne heves?
Etimdeki eksik yangin, sindi yüregim
Seyreldi tenim sahtiyan tarih
Mahsur kaldim, meçhul oldum, şehit düştüm,
Alacanim,
Indi mi gögsüne heves?
Alacanim,
Rahat et, ben gölgene ilişeyim
Her belani ben göreyim
Yüregimi ihbar et,
Bana bir uçurum ver, gideyim
Alacanim
Indi mi gögsüne heves?
Biliyorsun adimin kiblesini
Bir meşhur hafizla, meşhur bir şehvet
Alacanim,
Şuramda sinsi bir sizi
Gel öldügümü farz et
Senden gelen her harabe
Canimdan uçurdugum şahin
Pençesinde kaldi bilegim, yazim, harflerim
Bir yanim onla uçtu, sende kaldi, ben bittim
Alacanim,
Indi mi gögsüne heves?
Alacanim,
Yakilmiş bir köyün adiydi adin
Görmedi kimse
Içinde bende yandim
O gün bugün kalbimin dogusunda tüten duman
Nerede olursan ol gögündeyim kanli tarih her zaman
Mardin’im, Midyat’ım
Ah benim altından avaze sesim
Kardeşlerimdi ölen de, öldüren de
Aranızdaki duvarda
Gömülü kaldım
Etimden uçurduğum uçurum
Meşhurdum, meçhuldüm, mahsurdum
Bir hafızken eskiden
Mecnun kaldım şimdi
Aşktan, senden, kendimden
N’olur sevmeden öldürme beni
Alacanım,
Söyle, indi mi göğsüne heves?
Murathan Mungan
Ah, nerede benim altindan avaze sesim!
Yankisi bir duvara gömülmüş testide kaldi
Avaze sesim!
Şimdi başkalarinin kalplerinde yankilanan
Bir zamanlar içinden geçtigim aşklardi
Feryattan kimseler ölmez, denirken
Duvarlardan geçtim
Artik kimseyi sevemez aşktan ölmüş yürek, derlerdi
Şimdi kulagini dayadigin duvarda inleyen testi
Bir zamanlar feryatlarda unuttugum avaze sesim!
Alacanim
Mil yeşili gözlerin
Dindirdi gözlerimi
Kaç körü birden öldürdün bende
Mahsur kaldim, eksik oldum, kapina düştüm
Ben yandikça
Ezber ettin ayazin demirini
Alacanim,
Indi mi gögsüne heves?
Hangi duvarin halisinda
Gördün, bildin, vurdun beni
Kaç ormandan geçti
Içinde kayboldugumuz o büyük takip
Içimizde bunca gurbet dururken
Yol ettik uzaktaki silayi
Şimdi buradayiz
Kanlar içinde
Alacanim
Indi mi gögsüne heves?
Etimdeki eksik yangin, sindi yüregim
Seyreldi tenim sahtiyan tarih
Mahsur kaldim, meçhul oldum, şehit düştüm,
Alacanim,
Indi mi gögsüne heves?
Alacanim,
Rahat et, ben gölgene ilişeyim
Her belani ben göreyim
Yüregimi ihbar et,
Bana bir uçurum ver, gideyim
Alacanim
Indi mi gögsüne heves?
Biliyorsun adimin kiblesini
Bir meşhur hafizla, meşhur bir şehvet
Alacanim,
Şuramda sinsi bir sizi
Gel öldügümü farz et
Senden gelen her harabe
Canimdan uçurdugum şahin
Pençesinde kaldi bilegim, yazim, harflerim
Bir yanim onla uçtu, sende kaldi, ben bittim
Alacanim,
Indi mi gögsüne heves?
Alacanim,
Yakilmiş bir köyün adiydi adin
Görmedi kimse
Içinde bende yandim
O gün bugün kalbimin dogusunda tüten duman
Nerede olursan ol gögündeyim kanli tarih her zaman
Mardin’im, Midyat’ım
Ah benim altından avaze sesim
Kardeşlerimdi ölen de, öldüren de
Aranızdaki duvarda
Gömülü kaldım
Etimden uçurduğum uçurum
Meşhurdum, meçhuldüm, mahsurdum
Bir hafızken eskiden
Mecnun kaldım şimdi
Aşktan, senden, kendimden
N’olur sevmeden öldürme beni
Alacanım,
Söyle, indi mi göğsüne heves?
Murathan Mungan
20 Haziran 2011 Pazartesi
17 Haziran 2011 Cuma
ne yazacağımı bilmiyorum...
ne yazacağımı bilmiyorum...
içim öyle dolu yazmam gerek niye düşünüyorum..
irin içimde kaldıkça büyüyecek ve sonunda beni yok edecek..
ama anlatacak söz yok artık...
nereden başlamak gerek bilmiyorum.. belki de sondan başlamayacak en son sondan ..ölümden ....
ölüm acı gerçekliğinden ve ....
ölümle yüzleştiğimiz bencilliğimizden...
evet faniyiz ve benciliz ....
bencilliğimizden en çok ölümle gösteriyor kendini ...
o kadar çabuk ve hızlı ..
ölen için üzülmüyoruz bile..
kendimiz üzülmeye o kadar çabuk başlıyoruz ki
hızına erişmek imkansız bir hal alıyor belki de..
biz ne yapacağız niye öldürüyoruz kendimizi...
saçmalıyorum galiba..
içim o kadar dolu ki yazmalıyım diyorum yazıp rahatlamalıyım..
ama nereden başlamalıyım ne anlatmalıyım..
hastalıklardan bahsetmeliyim belki ..
çaresizlerin den ..
elimizi kolumuzu bağlayanlardan..
ne yapacağımızı bilemediklerimizden...
içimiz parçalanırken çaresiz kaldıklarımızdan
yada bambaşka şeylerden bahsetmeliyim..
bize ölümü de hastalıkları da unutturan bencilliklerden ...
insanların sen bana bunu söyledin bunu yaptın kavgalarından...
geçmişle olanların hesabı bugün soranlardan ..
geçmişte alttan almak zorunda bırakıldıkları için şimdi alttan almayanlardan...
ya da her şeyi boş vermeli...
hiçbir şey yazmamalı..
hiçbir şey düşünmemeli..
...........................................................
içim öyle dolu yazmam gerek niye düşünüyorum..
irin içimde kaldıkça büyüyecek ve sonunda beni yok edecek..
ama anlatacak söz yok artık...
nereden başlamak gerek bilmiyorum.. belki de sondan başlamayacak en son sondan ..ölümden ....
ölüm acı gerçekliğinden ve ....
ölümle yüzleştiğimiz bencilliğimizden...
evet faniyiz ve benciliz ....
bencilliğimizden en çok ölümle gösteriyor kendini ...
o kadar çabuk ve hızlı ..
ölen için üzülmüyoruz bile..
kendimiz üzülmeye o kadar çabuk başlıyoruz ki
hızına erişmek imkansız bir hal alıyor belki de..
biz ne yapacağız niye öldürüyoruz kendimizi...
saçmalıyorum galiba..
içim o kadar dolu ki yazmalıyım diyorum yazıp rahatlamalıyım..
ama nereden başlamalıyım ne anlatmalıyım..
hastalıklardan bahsetmeliyim belki ..
çaresizlerin den ..
elimizi kolumuzu bağlayanlardan..
ne yapacağımızı bilemediklerimizden...
içimiz parçalanırken çaresiz kaldıklarımızdan
yada bambaşka şeylerden bahsetmeliyim..
bize ölümü de hastalıkları da unutturan bencilliklerden ...
insanların sen bana bunu söyledin bunu yaptın kavgalarından...
geçmişle olanların hesabı bugün soranlardan ..
geçmişte alttan almak zorunda bırakıldıkları için şimdi alttan almayanlardan...
ya da her şeyi boş vermeli...
hiçbir şey yazmamalı..
hiçbir şey düşünmemeli..
...........................................................
14 Haziran 2011 Salı
ÖLÜM ÇIĞLIĞI
ölüm çığlığı...
her gün her yerde duyuyoruz aslında...
televizyonda ,gazetelerde,mahalle dedikodularında, kapıların artlarında....
önce uzaklardan geliyor ses...
televizyonlardan,gazetelerden...
ama biz ölümü yok sayıyoruz...
televizyonda kanal değiştirip,gazete okumayınca,
ölüm yok oldu sanıyoruz...
bu sefer daha da yaklaşıyor...
bu sefer ses yakından gelmeye başlıyor..
mahalledeki komşumuzdan ,uzaktan akrabamızdan geliyor..
bu sefer ölümü haklı çıkarmaya çalışıyoruz...
zaten çok yaşlıydı diyoruz, ölüm onun düğünü bayramı çok çekti diyoruz...
ölümü haklı çıkarırsak bize uğramaz diyoruz..
bu sefer daha da yaklaşıyor...
yakınımıza çok yakınımıza geliyor..
bu sefer ses bizi sağır ediyor..
ama o durmuyor daha da yaklaşıyor
canımız yanıyor bu sefer çok acıtıyor.
acıdan her yanımız taş kesiliyor..
ve çığlık bizim ağzımızdan
çıkıyor. sesimiz ,çığlığımız her yerden duyulur,
yankılanır diyoruz..
ama ateş sadece bizi yakıyor
13 Haziran 2011 Pazartesi
bir söz
"Kimi güzelim der sevdiğine, kimi özelim. Ama sevgi ne güzellik ister, ne de özellik. Sevgi, sadece yürek ister." (Can Yücel)
12 Haziran 2011 Pazar
seçimler 2
ben bu siyasetten hiç anlamıyorum...
kabul ediyorum...
tahminlerimde söylemiştim..
iktidar ve muhalefette bir değişiklik
beklemediğimi ama koltuk sayısında beklediğimi de söylemiştim
bak o tuttu anlıyor muyum a acaba..
ama yok bu %50li anlamıyorum
anlıyorum...
tamam bundan önceki %44 falan dı çok fazla yükselme yok ama...
seçim öncesindeki atmosfer sonrası
beklenen durum yani olması gereken azalmadır.
artma değil.
yani olmaması gerekir.
%50 ne ya
seçimlerden önce iki kişiden ikiside hükümetin tavırlarını eleştirirken.
seçimlerde iki kişiden biri hükümete oy vermiş..
anlamak mümkün değil gerçekten..
tamam beklediğimden farklı bir sonuç değil ama
istediğim bu değildi kesinlikle..
PENCERE
BİR CAMIN ARDINDAKİ PENCEREDEN
HAYATA BAKIYOR GİBİYİM ...
PENCERE ARDINDAKİ MASMAVİ GÖKYÜZÜ
UMUT VADEDİYOR...
AMA UMUDA ULAŞMAK İÇİN PENCERENİN ÖNÜNDEKİ
CAMDAN KURTULMAK GEREKİYOR..
SONRA PENCEREYİ AÇMAK VE UMUDA KAVUŞMAK...
O CAM PENCERENİN ÖNÜNDE BİR DUVAR GİBİ..
CAMDAN BİR DUVAR ...
PENCEREYE ULAŞMAK İÇİN O DUVARI PARÇALAMAK GEREK...
YARA ALMADAN ELLERİNİ PARÇALAMADAN
O CAMDAN DUVARDAN KURTULMAK
İMKANSIZ GİBİ..
UMUDA ULAŞMADIN YOLU YOK GİBİ GÖZÜKÜYOR...
YARA ALMADAN UMUDA ULAŞILAMIYOR.
.
11 Haziran 2011 Cumartesi
KÖŞELERDEN
Ölüm cezası üzerinden siyaset yapan, oy avcılığı yapabilen bir Tayyip Erdoğan...
Böyle bir Erdoğan, yarından sonra nasıl olacak da, barış ve demokrasi açısından bu ülkenin bir numaralı sorunu olan Kürt meselesini çözüm rayına oturtabilecek?..
Sözüm Erdoğan’a:
Elde yağlı urganla siyaset yapmanın demokrasilerde, özgürlük ve insan hakları düzenlerinde yeri yoktur.
Böyle bir Erdoğan, yarından sonra nasıl olacak da, barış ve demokrasi açısından bu ülkenin bir numaralı sorunu olan Kürt meselesini çözüm rayına oturtabilecek?..
Sözüm Erdoğan’a:
Elde yağlı urganla siyaset yapmanın demokrasilerde, özgürlük ve insan hakları düzenlerinde yeri yoktur.
hasan cemal in milliyetteki yazısından
genel olarak hak veriyorum. idam cezasına bende karşıyım.
ama öcalan için gerekli olduğu düşünüyorum.
12 Haziran seçimlerinde görülmedik sertlikte bir kampanyaya tanık olduk.
Üsluplar, fikirlerin önüne geçti.
Liderler, en ağır şekilde rakiplerini eleştirdiler.
Belaltı vuruşları yaptılar.
Kasetler ortalığa döküldü.
Üsluplar, fikirlerin önüne geçti.
Liderler, en ağır şekilde rakiplerini eleştirdiler.
Belaltı vuruşları yaptılar.
Kasetler ortalığa döküldü.
derya sazak/milliyet
kelimesi kelimesin katılıyorum. türkiye tarihinin en çirkin seçim kapanyası seçilebilecek bir tarih oldu:12HAZİRAN 2011
BİR adam, bir gün Siirt Meydanı’nda bir şiir okur.
Dönemin egemenleri, hemen atılıp...
“Böyle de şiir olur muBu şiir okumak değil, kışkırtıcılık yapmak... Özgürlüğün de bir sınırı var” derler.
Böylece...
“Şiir okuyan adam” hapse girer.
Aynı adam, hapisten çıkar.
Bir hareket başlatır, iktidar olur, girdiği bütün seçimleri kazanır, askeri vesayeti geriletir, kurumlara hâkim olur.
Günlerden bir gün adamın karşısına “ters bir yazı” çıkar.
Şöyle der:
“Böyle de yazı olur muBu yazı değil, resmen namertlik... Özgürlüğün de bir sınırı vardır.”
Böylece...
“İfade toplumu şoke edici olsa da özgür olmalı” ilkesi, bir kez daha rafa kalkmış olur.
Demek ki neymiş:
Muhalifken “Özgürlük sınır tanımaz” denirmiş...
Muktedirken “Özgürlüklerin bir sınırı olur” denirmiş...
“Böyle de şiir olur muBu şiir okumak değil, kışkırtıcılık yapmak... Özgürlüğün de bir sınırı var” derler.
Böylece...
“Şiir okuyan adam” hapse girer.
Aynı adam, hapisten çıkar.
Bir hareket başlatır, iktidar olur, girdiği bütün seçimleri kazanır, askeri vesayeti geriletir, kurumlara hâkim olur.
Günlerden bir gün adamın karşısına “ters bir yazı” çıkar.
Şöyle der:
“Böyle de yazı olur muBu yazı değil, resmen namertlik... Özgürlüğün de bir sınırı vardır.”
Böylece...
“İfade toplumu şoke edici olsa da özgür olmalı” ilkesi, bir kez daha rafa kalkmış olur.
Demek ki neymiş:
Muhalifken “Özgürlük sınır tanımaz” denirmiş...
Muktedirken “Özgürlüklerin bir sınırı olur” denirmiş...
AHMET HAKAN / HÜRRİYET
8 YILLLIK SÜREÇİ ÇOK GÜZEL ÖZETLEMİŞ
seçimler...
seçime bir gün kala seçim tahminleri
aslında pek bir değişiklik olacağını sanmıyorum
oylar Akp,Chp,.Mhp ve bağımsızlar tarafından bölüşülecektir..
ama bu sefer akp'nın oylarının düşüp Chp in yükseleceğini düşünüyorum.
iktidarda yada muhalefette bir değişiklik olmayacaktır ama .
yani chp in vitrin değişimin işe yarayacağını ve deniz baykal küskünlerinin chp ye döneceklerini
ve bu durumun Chp ye yarayacağını düşünüyorum..
ama chp ye gelen oyların mhp den geleceğimi düşünüyorum .
yani önceki seçimlerde chp küskünlerin mhp ye oy verdiklerini
.
salih memecan |
ve geri dönüşlerinden oradan olacağını düşünüyorum.
büğünden farklı bir 13HAZİRAN sabahına uyanacağımızı düşünmüyorum.
sadece partilerin meclisteki koltuk sayılarında azalmalar veya eksilmeler olacaktır diye düşünüyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)